“Merhaba sevgili insanlar;
Şimdi size @rawforus ile çiğ beslenmeye geçişimizden bahsedeceğim.Geçenlerde hikayemde rawforus mamaları paylaştığımda birçok kişi “Nasıll, güzel mi??” diye sormuştu. İlk günden de zaten gayet belliydi ama ben bir süre kullandıktan sonra deneyimlerimi yazmak istedim. 1 ayı geçtik ve fikrim hiç değişmedi. MÜ KEM MEL. Birçok kişi çiğ beslenmeyi de ilk defa duyduğunu söyledi.Önce ben neden böyle bir geçişe karar verdiğimden bahsedeyim.
Bir süre önce Misha’ya kısırlaştırma operasyonu yaptırdık ve tedavi süreci çok daha kısa ve eziyetsiz olması gerekirken çok stres dolu, uzun ve sıkıntılı oldu. İkimiz için de travmatik bir deneyimdi. Bunda benim acemiliğim (Misha benim ilk kedim*) ve yanlış veteriner seçimimin etkisi oldu. Süreç içinde ben vicdanen çok sınandım, Misha ise bedensel olarak çok yorulup psikolojik olarak çok yıprandı. Ben herhangi bir konuda genelde ana akımdan gitmem -ana akımdan gitmemek için bir şeyleri biraz sorgulamak yeterli diye düşünüyorum- ve bütünsel düşünüp problemlere holistik çözümler ararım ama bir canlının bakımı hakkında hiçbir şey bilmediğimden ve her şeyi yeni yeni öğrendiğimden, ilk etapta her konuda veteriner hekiminin yönlendirmelerine güvenmeyi seçtim. Fakat ameliyatı ve sonrasındaki sürecimiz asabımı bozacak bir dereceye gelip yapılan uygulamalarda tutarsızlıklar ve soru işaretleri olunca, kendilerine güvenim son raddeye geldi ve artık bir Hop! Dedik. Ve ben ipleri elime geri aldım. Buna da veteriner seçimimizi ve beslenme düzenimizi değiştirerek başladık…
Mishanın yarası bir türlü iyileşemeyip sürekli tekrar tekrar genişliyordu ve mikrop kapma riski vardı. Elimde, bir sebepten, kendini bir türlü hızlıca yenilemeyen, peşpeşe 2-3 narkozdan ve bir sürü antibiyotikten sonra bağışıklığı düşmüş bir beden vardı. Doktorun hem bağışıklığını desteklememiz artık çok çok önemli deyip hem ağızdan spreyler falan var onları kullanacağız demesi benim için son karar anı oldu. Dışarıdan – hem de içeriğine emin olamayacağım- (ilaç sektörünü de masum bulmuyorum) çözümlere değil, onun bedeninin doğal tasarıma ve kendini iyileştirme mekanizmasına güvenerek hareket etmeye karar verdim. Tıpkı kendi sağlığım için her zaman yaptığım ve bu yüce zeka ürünü tasarımın beni hiç yanıltmadığı, ama her zaman daha fazla şaşırttığı gibi… Beni artık biliyorsunuz, bakış açım her zaman, “Bedenin kendi zekası ne yapacağını zaten biliyor ve her sorunlu durumda en hızlı şekilde, en az hasarla, en orijinal ve sağlıklı haline dönmeyi referans alacak şekilde programlı, biz çoğu zaman onun kendi sistemini çalıştırmasına destek değil köstek oluyoruz” şeklinde. İnsanda da hayvanda da bunun en büyük baskılayıcılarından biri beslenme tercihlerimiz.
Yani çevirisi: ????Sistemimizin işlemesine yakıt olacak Saf Yaşam Enerjisini bedene Hangi aracılardan?Ne şekilde? Sağlıyoruz?????
- Ne kadar canlı gıda = Bedene absorbe edilen ve kendini her an yenilemesini sağlayan o kadar Canlı Yaşam Enerjisi (bu enerjisel cevher insanlarda sebze meyve, su, nefes gibi kaynaklardan, etçil hayvanlarda ise et ağırlıklı/çiğ beslenme, su ve nefes ten alınıyor)
- SONUÇ: Ne kadar Bedeninin Öz Tasarımına Uygun Besin = O kadar Uyumlu Çalışan Genel Sistem (en yüksek sağlık hali)
Yani beden ona uygun koşullar sağlandığında, tüm dişliler birbirine uyumlu şekilde birbirine geçtiğinde, tıkır tıkır çalışıp en yüksek performansını sergileyen bir makine gibi… Ve bu performans, şaka değil(!) Hayran olunası…
Ama bunu ona o kadar sağlamıyoruz ki… hastalıkları “olduğundan normal” algılıyoruz. Bedenin işleyişinin dengeli olmamasını “bedenin normal hali” olarak içselleştirmişiz.
Peki neden çiğ beslenme?
Çünkü bu canlıların doğaları, bedenleri bu beslenme kaynağıyla uyumlu tasarlanmış. Bizim o sürece müdahale etmemiz ve onların bunu tolare edebilmesi doğalarıyla uyumlu beslendikleri anlamına gelmiyor. Onlar sadece bizim seçimlerimizi bedensel olarak tolere ediyorlar. Ama bunun sonuçlarını yine onlar ve biz beraber yaşıyoruz. Çoğu durumda, sorunun buradan başlayabileceğinin farkında bile olmadan cevapları bambaşka yerlerde aramaya giriyoruz.
Hayatınız boyunca yeterli miktarda olmasına rağmen sadece pirinç lapasıyla ya da susamlı krakerle beslenmek zorunda kaldığınız bir durumu düşünün. Ölmezsiniz ve sisteminiz bir şekilde çalışmaya devam eder, ama bedeninizin ihtiyaçlarına uygun beslendiğinizi iddia edemezsiniz. Bu durumda hele ki uzun vadede vücudunuzda birçok değer eksikliği, ve bedenin kendine yetememesinden kaynaklı yan rahatsızlıklar baş gösterecektir. Karnınızın doyması ve sonraki güne devam edebilmeniz hayat kalitenizin yeterli olduğunu ya da olması gerektiği gibi beslendiğinizi göstermez. Bu çocuklar için de durum böyle. Sadece kabul halindeler ve kendileriyle sözlerle iletişim kuramıyoruz. Ama yeterince dikkatli gözlemlerseniz, aslında görebilirsiniz. Ne kadar mutsuz ya da depresif bir kabul halinde olduklarını ve bedenlerindeki rahatsızlıkların çoğunun ucunun buraya çıkacağını. Arada “yo benim kedim gayet memnun, kuru mamadan başka bir şeye zaten bakmıyor” diyenleri de görüyorum. Buraya da “koşullanma” nedir, davranışlarımıza nasıl yansır diye bir soru işareti bırakmak isterim… Onların da kendilerine özgü bir bilinçleri ve dolayısıyla psikolojileri olduğunu bazen atladğımızı düşünüyorum.
Sonuç olarak;
Bedensel tasarımlarına bakarsak bu hayvanların mide asitleri çiğ eti ve kemiği hazmedebilecek asiditeye sahip, ve bağırsak boyutları bize varoluşsal olarak etçil olduklarını gösteriyor. Bu yüzden kraker değil, gerçek et ile doğalarına uygun çiğ beslenme.
Şimdi Raw For Us ile olan deneyimime geleyim.
Çiğ beslenmeyi araştırırken yolum bu markayla kesişti. Ama aradığım her şey o kadar kendilerinde vardı ki başka bir marka arayışına girmeme gerek kalmadı. O yüzden diğer markalar hakkında hiçbir fikrim yok. Naz hanım (kurucusu) benimle benzer sorgulamalara girip kendi çocukları için bu tarifleri geliştirmiş. Sonra çevresinden talepler gelmeye başlayınca işe çevirip markayı kurup geniş ölçekli dağıtıma başlamış. İşletmenin yola çıkış noktasının business değil kalp ve hassasiyet olması çok ender bulunan bir şey, ve bunu net hissedebildiğim için karar verirken içim çok rahattı. Ayrıca hayatta en sevdiğim şey, paket üzerinde dümdüz, işlenmemiş gıdaların olduğu basit içindekiler etiketleri görmek.
Çiğ beslenmeye ilk geçiş için siteden ürün seçerken kafamdaki bir sürü acemilik sorusunu Naz hanım kendisi tek tek cevapladı sabırla. Hesaba yazdığınızda bir temsilciye değil direkt markanın kurucusuna ulaşıyorsunuz. Samimiyeti hissetmek isteyenler için VIP hizmet diyebilir miyiz? Benim için öyle.
Bu markayı bana soranlar için;
RAWFORUS ta 3 ana çeşit mama var. (Kabaca anlatıyorum, sitede tane tane tüm detayları var, içindekilerden formuna, ne kadar vermeniz gerektiğine kadar her şeyi bulabilirsiniz)
1.DONUK MAMA : Dümdüz etin -40 derecede dondurulmuş hali (böylece steril hale geliyor ve size gayet donuk şekilde güvenle ulaştırılıyor, vermeden önce çıkarıp buzdolabında çözdürüyorsunuz)
2. FREEZE DRIED: Bu bir teknoloji. Yine aynı ürünü alıp donuk ortamda içindeki nemi alıyorlar. Böylece elinizde rafta saklayabileceğiniz, kuru formda ama hala çiğ et oluyor. Vermeden önce içme suyuyla ıslattığınızda suyu emip bıngıl bıngıl bir dokusu oluyor. Çocuklar yerken bol bol su da içmiş oluyorlar. Bazı canlar hayatlarına evde başlayıp sadece kuru mama bildiği için, ıslak dokulu etlere geçmede zorluk yaşayabiliyorlarmış. Onlar için de kuru şekilde verildiğinde, yine kuru mama yiyorum hissine erişiyor ama kaliteli bir şekilde beslenip, doğasına uygun şekilde et yemiş oluyor. Bu mama kuru formda olduğu için, önceden donuk mamayı eritmeye fırsat olmadığında ya da seyahate giderken vs. direkt çıkarıp servis edebiliyorsunuz. Bu da harika bir özelik bence.
3.Ödüller: Yine ham et/kemik çeşitlerinin donuk ya da nemi alınmış kuru hallerinden oluşuyor. Hepsinin farklı faydaları ve işlevleri var. İçinde ne olduğu belli olmayan toksik paket ödüllere de böylece seve seve elveda dedik! (Misha’yı ödülleri yerken izlemek çok komik çünkü GERÇEKTEN çıldırıyor ve bu kadar mutlu yediği için yerken girdiği hallere istemsizce gülmeye başlıyorum)
4.Takviyeler: Bunlar da hayvanın bağırsaklarını düzenlemek ve detox etkisi oluşturmak için geliştirilmiş donuk (yine doğal içerikli) küpler. Eritip veriyorsunuz.
Ben Naz hanıma bu mamaların yanında takviye olarak neleri kullanmamı önerirsiniz diye sorduğumda, sadece bunları yemesi yeterli çünkü biz zaten formülleri onların takviye ihtiyaçlarını da düşünerek oluşturuyoruz, yani ekstra bir şeye gerek yok dedi. Ağızdan sprey mi? SORRY, YOU CAN’T SIT WITH US!
Biz Raw’a geçeli 1 ayı geçti. Normalde kuru mamayı (hep sözde en iyi markaları kullanmamıza rağmen?) açlığa dayanamayacağı bir noktada gelip 2-3 kere tırtıklıyor mutsuz mutsuz geri dönüyordu. O mutsuz yedikçe ben üzülüyordum. Raw for us mamanın paketini ilk açtığım andan beri Misha’da gördüğüm heyecanı anlatamam ama her gün 5 kere aynı heyecanı tekrar tekrar yaşamaya devam ediyoruz. O mutlu yedikçe ben havalara uçuyorum. Yarası sonunda kapanmaya başladı ve veterinerdeyken kaybettiği gücünü ve kilosunu geri topladı. Ek bilgi; çiğ beslenmeye geçişten 1 ay sonra kan testlerinin tertemiz ve tüm değerlerinin mis gibi yerinde çıktığını da belirteyim.
Bu yazı çok uzun olduğu için;
“Kuru mama mı daha riskli, Çiğ Beslenme mi? Neden ortada farklı görüşler var?””Veterinerler neden ısrarla kuru mama öneriyor?””Çiğ beslenme öneren veterinerler de var mı?””Çiğ Beslenmeyi Nasıl uygularım?””Sadece hazır mı almam gerek? Evde kendim yapabilir miyim?””Çiğ beslenme pahalı görünüyor ama benim çok hayvanım var / maddi durumum yeterli değil, uygulayabilir ya da süreklilik sağlayabilir miyim emin değilim?” gibi muhtemel sorularınıza cevap olabilecek bir yazı daha hazırlayacağım.
Çünkü ben de yakın zaman önce o sorgulardaydım. Aklınıza ilk gelebilecekleri biliyorum. Dilerim cevaplarınızı bulmanızda aracı olayım, elden ele, seçimlerimizi daha bilinçli noktalardan yapalım. Kendilerini bize emanet etmeyi, ve hayat maceramızda bize yoldaşlık etmeyi seçmiş bu canlar için, yapabileceğimiz en güzel deneyimi ve alanı sunmaya niyet edelim.Bu yazı konuya bir giriş olsun, genel bir fikir versin istedim.
Hazır olduğunda 2.maili de ileteceğim.
Bilinçle ve sevgiyle kalın”
Elçin Hanım’dan mektubun devamını okumak isterseniz yorumlara yazanları Elçin Hanım’la iletişime geçirebilirim. 🙂